Obezite hangi sağlık sorunlarına yol açıyor?
Çevresel, genetik ve psikolojik faktörlere bağlı olarak ortaya çıkan obezite, başka birçok sağlık sorununu tetikleyen, kompleks bir hastalık olarak tanımlanmaktadır.
Aşırı kilo ve obezite, kişilerin yaşam kalitesini ve iyi olma halini etkilemekte ve birçok kronik hastalık ile ilişkilendirilmektedir.1 Bununla birlikte, az miktarda kilo kayıpları dahi sağlığımıza hızlı bir şekilde fayda sağlamaktadır. 1-3
Bu yazıda, vücut ağırlığında %5, %10 veya %15 oranlarındaki kilo kayıplarının obeziteli bireylerde nasıl sağlık faydalarını beraberinde getirdiğini okuyabilirsiniz.
Obeziteli hastalarda kilo kaybı genel sağlığı önemli ölçüde
iyileştirebilir, hastalık semptomlarını rahatlatabilir ve
kardiyovasküler hastalık ve tip 2 diyabet gibi obezite ile ilişkili
hastalıkların gelişme riskini azaltabilir.3
Peki obezitenin sağlık üzerine risklerini azaltmak için ne kadar
kilo vermek gerekir?
Herkesin kilo hedefi farklı ve
bireysel sağlık koşullarına bağlı olmakla birlikte, başlangıçtaki
vücut ağırlığının yaklaşık %5'inin kaybedilmesiyle sağlık açısından
önemli faydalar ortaya çıkmaktadır. %10-15'lik kilo kaybı ise bu
faydalarda daha fazla artış sağlamaktadır.2,3
Aşağıdaki bölümlerde obeziteli bireylerde ulaşılan kilo kaybı
oranları ile kazanılan sağlık sonuçları arasındaki ilişki detaylandırılmıştır.
Vücut ağırlığının %5'i kadar kilo kaybı, obeziteye sıklıkla eşlik eden bir hastalık olan tip 2 diyabet gelişme riskini anlamlı ölçüde azaltabilir. Amerikan Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) tarafından desteklenen bir yaşam tarzı değişikliği programı, %7 oranında kilo kaybı sağlayan bireylerde tip 2 diyabet gelişme riskinin %58 oranında azaldığını göstermiştir.4,5
Aşırı kilolu veya obeziteli 60 yaş üstü kişilerde ortalama %5,7'lik
bir kilo kaybını sağlamak diz kireçlenmesi semptomlarını
hafifletmiştir. Çalışmaya katılan katılımcılarda diz ağrısı ve
rahatsızlığının azaldığı, hareket kabiliyetinin arttığı ve genel diz
fonksiyonunun iyileştiği görülmüştür.6
Ayrıca,
obeziteli bireylerde ortalama 5,1 kg kilo kaybının kireçlenme gelişme
riskini %50'nin üzerinde azalttığı görülmüştür.7
Aşırı kilo veya obezite ile yaşamak birçok ciddi sağlık sorununa yol
açabilir ve kalp krizi, inme ve damar hastalıkları riskini
artırabilir. Kan basıncı, kolesterol ve kan şekeri seviyeleri gibi
değerler de kilodan etkilenir.8,9
Çalışmalar, başlangıçtaki vücut ağırlığının %5-10'unu
kaybetmenin hemoglobin A1c, trigliserit, kan basıncı (tansiyon) ve
kötü kolesterol olarak da bilinen LDL kolesterolde önemli iyileşmeler
sağladığını göstermektedir. Kilo kaybını sürdürmenin, başlangıçtaki
vücut kütle indeksinden bağımsız olarak tüm kişiler üzerinde benzer
etkiye sahip olduğunu belirtmek önemlidir. Kardiyovasküler risk
faktörlerindeki iyileşmeler, daha fazla kilo verdikçe sürdürülmeye
devam etmektedir.9
Obezitenin bağışıklık sistemi ile ilgili riskleri de bulunmaktadır. Obezite, bağışıklık sistemi aktivasyonu, kronik düşük dereceli inflamasyonu uyarma, enfeksiyona karşı bağışıklık ve kronik hastalıkların progresyonu üzerinde olumsuz etkilere sahiptir.10
Kilo vermek, aşırı kilolu veya obezite ile yaşayan kişilerde önemli
bir inflamatuar belirteç olan sitokinin kana daha az miktarda
salınmasına neden olur. Bu da kronik hastalıkların önlenmesini etkileyebilir.11
Aşırı kilolu veya obeziteli post-menopozal kadınların katılımıyla yapılan bir klinik çalışmada, en az %5'lik bir kilo kaybının östrojen ve diğer potansiyel meme kanseri biyobelirteçlerinin serum konsantrasyonlarında azalma sağladığı gösterilmiştir.12
Farklı bir çalışmada da, vücut ağırlıklarının %5'ini veya daha
fazlasını kaybeden aşırı kilolu veya obeziteli postmenopozal
kadınlarda inflamatuar biyobelirteç seviyelerininin azaldığı
gösterilmiştir. Bu durum, az miktarda bir kilo kaybının bile meme
kanseri riski üzerinde önemli bir etkiye sahip olabileceğini göstermektedir.13
Fazla kilolu olmak uyku kalitesini etkileyebilir. John Hopkins Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmada, aşırı kilolu veya obeziteli kişilerde uyku ile ilgili şu sorunlar tespit edilmiştir:15
Çalışma, özellikle bel çevresinde olmak üzere vücut yağını kaybetmenin uyku kalitesini artırmak için büyük önem taşıdığını ortaya koymuştur.14
Pennsylvania Üniversitesinde yapılan bir çalışmada, başlangıçtaki vücut ağırlıklarının %5'ini veya daha fazlasını kaybeden aşırı kilolu veya obeziteli yetişkinlerin 6 ay içinde daha uzun ve daha iyi uyudukları görülmüştür. Ek olarak bu çalışmada başlangıçta hafif veya şiddetli depresyon semptomları gösteren bireylerde de kısa ve uzun vadede genel ruh hallerinde iyileşme görülmüştür.15
Obezitenin kadınlarda çeşitli biyolojik yolaklar aracılığı ile doğurganlığı etkilediği gösterilmiştir.16
Bir çalışmada, obezite ile yaşayan polikistik over sendromu hastalarının düşük kalorili bir diyet uyguladıktan sonra adet döngülerinin, ovülasyonların ve doğurganlıklarının iyileştiği gösterilmiştir.17
Gebe kalamayan kadınların katıldığı çalışma sırasında vücut ağırlığının en az %5'ini kaybeden katılımcıların bir kısmı farklı bir tedaviye gerek olmadan gebe kalmıştır. Sonuç olarak, kilo vermenin gebe kalamayan aşırı kilolu polikistik over sendromu hastalarında etkili bir yaklaşım olabileceği belirtilmiştir.17
Farklı bir çalışmada, düşük glisemik diyetle vücut ağırlıklarının %5’inden fazlasını kaybeden obeziteli ve PCOS ile yaşayan kadınların %80’inde üreme fonksiyonlarında klinik olarak anlamlı iyileşmeler görülmüştür.18
Gereğinden fazla yağ dokusuna sahip olmak, eklem dokularını etkileyen inflamatuar aracıları oluşturabilir. Bu durum da romatoid artrit (iltihaplı romatizma) ile ilişkili daha fazla inflamasyon ve ağrıya yol açabilir.19
Obeziteli olmak, antiromatizmal ilaç tedavisine yanıt olarak sürekli remisyona (romatoid artrit semptomlarının olmaması veya semptomların kontrol altında olması) ulaşma olasılığını %47 oranında azaltmaktadır.20
Yapılan bir çalışmada, %67'si aşırı kilo veya obezite ile yaşayan romatoid artrit hastalarından birkaç yıl boyunca elde edilen veriler incelenmiştir. Çalışmada 5 kg veya daha fazla kilo vermek, romatoid artritte eklem hassasiyeti, ağrı ve fonksiyon gibi önemli gelişmelerle ilişkilendirilmiştir. Araştırmacılar, katılımcıların herhangi bir miktarda kilo verdiklerinde fayda sağladıklarını, ancak verilen kilo miktarı arttıkça eklem hassasiyeti, ağrı ve işlevde daha olumlu etkiler yaşadıklarını belirtmişlerdir.21
Kilo vermenin NASH belirti ve semptomlarını azalttığı görülmüştür.22
52 haftalık bir çalışma sırasında, %5'e kadar vücut ağırlığı kaybeden NASH hastaları, aşağıdaki gibi kayda değer sağlık iyileştirmeleri yaşamıştır:
Bununla birlikte, en büyük faydalar vücut ağırlığının %10'unu veya daha fazlasını kaybeden hastalarda gözlenmiştir:22
Aşırı kilolu veya obeziteli kişilerle yapılan yakın tarihli bir çalışmada, ortalama %13 kilo kaybı olan kişilerde:23
Bunlar, vücut ağırlığının %10'u veya daha fazlası kaybedildiğinde beklenebilecek faydalardan bazılarıdır.
Bir çalışma, başlangıçtaki vücut ağırlıklarının %10-15'ini kaybeden katılımcıların kan basınçlarında klinik olarak anlamlı iyileşmeler görüldüğünü ortaya koymuştur. Tip 2 diyabeti olan aşırı kilolu veya obeziteli katılımcılar, sistolik kan basıncında ortalama 5 mmHg'lik bir düşüş yaşamıştır. Ayrıca diğer kardiyovasküler hastalık risk faktörlerinde de anlamlı iyileşmeler görülmüştür.24
Randomize kontrollü çalışmaların dahil edildiği bir meta analizde, vücut ağırlığındaki 1 kg'lık kaybın kan basıncında yaklaşık 1 mmHg'lık bir düşüşle ilişkili olduğu gösterilmiştir. Bu da hipertansiyonun önlenmesi ve tedavisinde kilo vermenin önemini vurgulamaktadır.25
Vücut ağırlığının %10'i kadar kilo kaybı, "kötü" LDL-kolesterol, trigliserit ve toplam kolesterol seviyelerini düşürmeye yardımcı olur.26,27
70'ten fazla randomize kontrollü çalışmanın dahil edildiği bir meta-analizde, yaşam tarzı, farmakolojik ve/veya cerrahi müdahalelerle kilo vermenin lipid değerlerinde istatistiksel olarak anlamlı değişikliklerle ilişkili olduğu gösterilmiştir.27
Vücut ağırlığının %10 veya daha fazlasını kaybeden erkeklerde ve vücut ağırlığının %5-10'unu kaybeden kadınlarda reflü (GÖRH) semptomlarında iyileşmeler görülmüştür.28
Araştırmacılar, aşırı kilolu veya obeziteli kişilerin %37'sinde GÖRH semptomlarının görüldüğünü ve kilo vermenin semptomların giderilmesine yardımcı olabileceğini belirtmiştir.28
Diz kireçlenmesi (osteoartrit) olan obeziteli kişilerin katıldığı bir çalışmada, vücut ağırlığının ortalama %13,5'ini kaybetmenin aşağıdakiler de dahil olmak üzere belirgin faydaları olmuştur:29
Hastalar hareket kabiliyetlerinde iyileşme yaşamış ve aktif olduklarında daha az ağrı çekmişlerdir.29
Farkla bir klinik çalışmada ise araştırmacılar vücut ağırlığının %10'unu kaybetmenin fiziksel fonksiyonu %28 oranında iyileştirdiğini bulmuştur.30
Bazı kanserler türlerinin (kolorektal, pankreas, böbrek, yumurtalık ve post-menopozal meme kanseri dahil) gelişmesi, vücutta aşırı yağ oranı ile ilişkilidir. Bu kişilerde obezite önemli bir risk faktörüdür.1,31
Post menopozal kadınların katıldığı bir çalışmada, başlangıçtaki vücut ağırlığından 9 kg'dan fazla kilo kaybının belirli kanserlerin (meme, endometriyal ve kolon gibi) riskini düşürdüğü bulunmuştur. Bu kadınların kanser riskinin, aynı oranda kilo vermeyenlere kıyasla %11 daha düşük olduğu görülmüştür.31
Araştırmacılar, diyette yağ alımını azaltıp meyve, sebze ve lif alımını artırmak üzere tasarlanmış bir beslenme programına katılan post-menopozal kadınları incelemişlerdir. Kilolarının en az %10'unu kaybeden kadınlarda bir yıl boyunca sıcak basması ve gece terlemesi gibi menopoz semptomlarının daha az görüldüğü ya da hiç görülmediği tespit edilmiştir.32
Obstrüktif uyku apnesi (OSA) tedavisinde kilo kaybı sıklıkla önerilen bir yaklaşımdır.33
OSA, uyku sırasında zaman zaman nefes durmasına neden olan potansiyel olarak tehlikeli bir durumdur.33
Bir çalışmada OSA ve tip 2 diyabeti olan kişileri takip edilmiş ve kilo kaybından sonra OSA'nın şiddetinin azaldığı tespit edilmiştir. OSA semptomlarındaki en büyük azalmayı ortalama vücut ağırlığı yaklaşık %10 azalan katılımcılar yaşamıştır.34
Farklı bir çalışmada, %10'luk bir kilo kaybının katılımcıların uykuda solunum bozukluğunu yönetmede etkili olduğu ve daha dinlendirici bir gece uykusuna olanak sağladığı gösterilmiştir.34
Kilo kaybı daha az idrar kaçırma atağı yaşanmasını sağlayabilir.35
Aşırı kilolu veya obeziteli ve idrar kaçırma sorunu olan kadınlar, diyet ve egzersiz içeren 6 aylık bir kilo verme programının ardından önemli iyileşmeler göstermiştir. Vücut ağırlığının ortalama %8'i kadar kilo veren katılımcılar %47 daha az idrar kaçırma atağı geçirmiştir. Bu oran, kilo kontrolü yapmayan katılımcılarda %28 olarak bulunmuştur. Genel olarak, kilo kaybı grubunda daha fazla kadın klinik olarak anlamlı sonuçlar bildirmiştir. Bazı vakalarda idrar kaçırma, stres nedenli idrar kaçırma ve sıkışma durumunda idrar kaçırma ataklarının sayısı %70 oranında azalmıştır.35
Aşırı kilolu olmak bilişsel işlevlerle olumsuz yönde ilişkilidir. Orta yaşlarda aşırı kilolu veya obeziteli olmak, bunama ve Alzheimer hastalığı riskinin artmasıyla ilişkilendirilmiştir.36,37
Aşırı kilolu post-menopozal kadınlar 6 ay boyunca diyet yapıp vücut ağırlıklarının ortalama %9'sini kaybettiklerinde, anısal hafızalarında önemli gelişmeler gözlemlenmiştir.36
%5-10'luk bir kilo kaybı, inflamasyona neden olan bağışıklık hücrelerinin azalmasına yol açabilmekte ve daha fazla kilo kaybı ise daha da büyük iyileşmelere neden olabilmektedir.11
Bir klinik çalışmada, vücut kütle indeksi 35 in üzerinde olan ve tip 2 diyabet ya da prediyabet hastası olan kişilerde kilo kaybının bağışıklık hücreleri üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Çalışmada katılımcılar vücut ağırlıklarının ortalama %13,5'ini kaybetmiş ve anti-inflamatuar bağışıklık hücresi dengelerini iyileştirmişlerdir.38
Diyetlerinden bağımsız olarak, vücut ağırlıklarının %15'inden fazlasını kaybeden aşırı kilolu veya obeziteli post-menopozal kadınların D vitamini seviyelerinde vücut ağırlıklarının %5'inden azını kaybedenlere kıyasla üç kat artış görülmüştür.39
D vitamini inflamasyonu azaltmaya, hücre büyümesini ve bağışıklık fonksiyonunu etkilemeye yardımcı olmaktadır.40
Aşırı kilolu veya obeziteli bireyler gün içinde ve yemek zamanı dışında yüksek kalorili ve yüksek işlem görmüş gıdalara daha sık istek duyarlar.41
Aşırı kilolu veya obeziteli kadınların katıldığı bir çalışmada, yaklaşık %14,6 oranında kilo kaybının şekerli gıdaların daha az tercih edilmesini, daha az aşermeyi ve iştahın daha iyi düzenlenmesini sağladığı gösterilmiştir.42
Bazı kronik hastalıklar için risk faktörleri az miktarda kilo kaybı ile azalmaktadır. Ancak kilo verme oranı arttıkça daha fazla fayda elde edilmesi de mümkündür. Kan basıncı ve kandaki lipid konsantrasyonları gibi önemli faktörlerdeki iyileşmenin kilo kaybı ile doğrusal bir ilişkisi bulunmaktadır.24,43
Daha fazla kilo vermek, kronik hastalıklarla ilgili göstergeleri iyileştirebilir. Kalp hastalığı, inme ve diyabet gibi hastalıklar için risk faktörlerini azaltır. Vücut ağırlığının %10-15'ini kaybetmek, obstrüktif uyku apnesi ve non-alkolik karaciğer yağlanması gibi hastalıkların semptomlarını hafifletebilir.23,24,33
Obezitede kilo yönetimi kısa süren bir yolculuk değildir. Bu yolculukta sabırlı olmak ve uzun vadeli bir düşünce yapısı benimseyerek hekim desteği ile birlikte ilerlemek önemlidir. Obezite ile ilişkili sağlık risklerinin azaltılması, yaşam kalitesinde iyileşmelere de neden olmaktadır.3
Kilo vermenin sağlık açısından sağladığı faydaların çoğu zaman içerisinde kademeli olarak gelişmektedir. Daha sağlıklı bir yaşam tarzına giden yolda ilerlemek zor olabilir, ancak binlerce kilometrelik yolculukların tek bir adımla başladığı unutulmamalıdır. Bugün küçük değişiklikleri benimsemek gelecek üzerinde büyük bir etkiye sahip olabilir.3
Siz de obezitenin beraberinde getirdiği risklerle savaşmak için hekiminize başvurun.
TR24OB00060